Kalıtsal hastalıklar, DNA yapısındaki genlerde ya da kromozomlardaki bozukluklar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. DMD hastalığı; ya taşıyıcı anne tarafından çocuğa aktarılmakta ya da gebelikte spontan mutasyonlar sonucu gelişmektedir.

Teknolojik ilerlemelere karşın günümüzde pek çok genetik hastalığın henüz bir tedavisi yoktur. Bu nedenle hastalığı önlemeye yönelik tanı ve tarama yaklaşımları önem kazanmaktadır.

Ailede bilinen DMD hastalığı öyküsü varsa, gebelik öncesinde mutlaka genetik test yaptırılmalıdır. Taşıyıcılık saptandığında tüp bebek (PGT) yöntemi ile sağlıklı bebek dünyaya getirmek mümkün olmaktadır. PGT’nin amacı, embriyoların daha gebelik olmadan seçilerek, çiftin sağlıklı bebek sahibi olmasının sağlanmasıdır.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının tüp bebek uygulaması ile ilgili olarak SUT Genelgesinde yaptığı değişiklik 11 Ağustos 2021 tarihli ve 31565 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı. Aşağıdaki şartlar sağlandığı takdirde PGT ile tüp bebek sahibi olmak için devlet desteği almak mümkün olacak:
  • Annenin DMD taşıyıcısı olduğunun sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi
  • Annenin 23 yaşından büyük 40 yaşından küçük olması
  • Eşlerden birinin en az beş yıllık sigortalı olması ve 900 gün GSS prim gün sayısının olması

Yönetmeliği okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.

Yönetmelikte Öne Çıkan Konular

2.4.4.İ-3- Sağlam çocuk doğmasına yönelik Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) ve IVF tedavisi

(1) Mevcut evliliğinde sağlam çocuk sahibi olan çiftler hariç olmak üzere; SUT eki “Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) ile Invitro Fertilizasyon (IVF) Yapılacak Kalıtsal Hastalıklar Listesi (EK-2/K)” nde yer alan kalıtsal bir hastalığı olan veya bu hastalık için taşıyıcı olduğu belirlenen evli çiftin PGT yapılarak sağlam çocuk doğmasına yönelik sözleşmeli/protokollü üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında düzenlenen sağlık kurulu raporuna dayanılarak yapılan IVF tedavilerine ilişkin giderler SUT’un 2.4.4.İ-1 maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi halinde en fazla üç deneme (siklus) ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.

b) Kadının 23 yaşından büyük,40 yaşından küçük olması,

c) Uygulamanın yapıldığı merkezin Kurum ile sözleşmeli/protokollü olması,

ç) Eşlerden birinin en az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması.

(2) PGT ile birlikte uygulanacak IVF tedavisi için gerekli sağlık kurulu raporu; sözleşmeli/protekolü üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında SUT eki EK-2/K listesinde belirtilen branş hekimlerinin yer aldığı sağlık kurulu tarafından düzenlenecektir. Sağlık kurulu, sağlık hizmeti sunucusunda görevli hekimlerden oluşur.

(3) Sağlık kurulu raporu ile belirlenen ilaç dozları için SUT’un 4.2.42.D maddesinde yer alan hükümler geçerlidir.

(4) Sağlam çocuk doğmasına yönelik preimplantasyon genetik tanı ile IVF tedavi bedelleri, SUT eki EK-2/K listesinde yer alan tanılarda Kurumca karşılanır. Bu tanılara ait evli çiftin tıbbi genetik uzmanı imzalı genetik danışmanlık notu ile klinik yorumun yapıldığı genetik tanı raporu bulunmalıdır.

(5) PGT tetkikleri için EK-2/B listesinde yer alan 908747 kodlu “Preimplantasyon Genetik Tanı Tetkikleri, sağlam çocuk doğmasına yönelik” işlem fatura edilecek olup ön hazırlık ve embriyoya yapılan tüm işlemler dahildir.

(6) Kurumla sözleşmeli/protekollü üremeye yardımcı tedavi merkezi (tüp bebek merkezi) tarafından elde edilen IVF’ye uygun embriyoların en fazla sekiz adet olmak üzere numaralandırılması gerekmekte olup, bu şekilde oluşturulan raporlar ile embriyoların genetik tanı raporunda belirtilen hastalık açısından “sağlıklı”, “taşıyıcı”, “hasta” olarak belirtildiği analiz sonuçlarını içeren raporların Kuruma incelemeye esas belge olarak gösterilmesi gereklidir.

(7) Yalnızca genetik tanı raporunda belirtilen hastalık açısından “sağlıklı” embriyo transfer edilmelidir.

(8) Kalıtsal bir hastalığı olan veya bu hastalık için taşıyıcı olduğu bilinen evli çiftin sağlam çocuk sahibi olmasına yönelik IVF işlemi, PGT ile belirlenen sağlıklı embriyo transferi ile yapıldığından üç deneme sayısı PGT için de geçerlidir. Üç denem IVF yapılması durumunda PGT hakkı sona erer.

(9) PGT ve IVF hakkı en fazla üç deneme ile sınırlıdır.

(10) PGT ile elde edilen ve transfer edilmeyen sağlıklı embriyo veya embriyoların freezing işlemi, IVF deneme hakkı bulunması durumunda Kurumca karşılanır.

(11) IVF tedavisinde freezing işlemi uygulanan embriyonun transferi ile yapılması durumunda işlemler, SUT eki EK-2/C listesinde yer alan “Freezing işlemi uygulanan embriyonun transferi” işlemi üzerinden faturalandırılacaktır. Bu durumda söz konusu işlem deneme sayısına dahil edilecektir.”

Madde 7- Aynı tebliğin 4.2.42 numaralı maddesine aşağıdaki alt madde eklenmiştir.

“4.2.42.D- Sağlam çocuk doğmasına yönelik Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) ile İnvitro Fertilizasyon (IVF) tedavisinde kullanılacak ilaçlar

(1) Sağlam çocuk doğmasına yönelik Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) ile İnvitro Fertilizasyon (IVF) tedavisinde kullanılacak ilaçlar; SUT’un 2.4.4.İ-3 maddesi koşullarına uyan ve söz konusu maddede belirtilen sağlık kurulu raporuna istinaden PGT ile İnvitro Fertilizasyon (IVF) tedavisinin yapıldığı üremeye yardımcı tedavi merkezinde kadın hastalıkları ve doğum uzman hekimlerince reçete edilebilecektir. Her bir IVF denemesine ilişkin olarak kullanılacak gonadotropin dozu en fazla 3000 IU olacak ve raporda belirtilecektir.”

Diyanet İşleri Başkanlığının Yorumu

Diyanet İşleri Başkanlığı da PGT yöntemi ile tüp bebek sahibi olma ve bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi konularında yaptığı açıklamalar ile zorunluluk halinde bu yöntemin kullanımına yönelik destekleyici yorumlarda bulunmuştur.

Soru: Tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmak caiz midir?

İster kadın, ister erkekteki bir kusur sebebiyle, tabii ilişkiyle gebeliğin gerçekleşmesi mümkün olmadığı takdirde, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 20.05.1992 tarihli kararına göre;

a) Döllendirilecek yumurta ve spermin her ikisinin de nikâhlı eşlere ait olması, yani bunlardan herhangi birisinin yabancıya ait olmaması;
b) Döllenmiş olan yumurta, başka bir kadının rahminde değil de yumurtanın sahibi olan eşin rahminde gelişmesi;
c) Bu işlemin, gerek anne-babanın gerek doğacak çocuğun maddi, ruhi ve akli sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin olmayacağı tıbben sabit olmak şartıyla, tüp bebek yöntemine başvurmakta bir sakınca yoktur.

Başka bir kadının yumurtasının alınması veya kocası dışında yabancı bir erkeğin sperminin kullanılması ile bir kadının gebeliğinin sağlanması ise caiz değildir.

Orjinal kaynak: https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/996/tup-bebek-yontemi-ile-cocuk-sahibi-olmak-caiz-midir

Soru: Tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi caiz midir? ?

Günümüzde tüp bebek yönteminde sperm ayrıştırma veya PGT tekniği ile bebeğin cinsiyetini belirlemek mümkün hale gelmiştir. Teknik imkânlarla cinsiyet belirlenmesi mümkün olsa da bu durum şimdiden öngörülemeyecek demografik sorunlar ortaya çıkarabileceği gibi cinsiyetlerin dağılımındaki dengenin bozulmasına da yol açabilir.

Kur’an-ı Kerim’de “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocuklar, dilediğine erkek çocuklar verir.” buyurulmaktadır. (Şûra, 42/49) Teknik müdahale ile cinsiyet seçimine gidilmesi, Allah’ın bu konudaki takdirine rıza göstermeme, toplumsal dengenin bir cinsiyet aleyhine bozulabilme ihtimali ve uygulama esnasında bir zaruret olmaksızın avret bölgelerinin açılması gibi nedenlerden ötürü caiz değildir. Ancak uzman hekim heyeti tarafından genetik bir hastalık nedeniyle cinsiyet seçimine gidilmesinin önerilmesi durumunda sperm ayrıştırma yöntemi kullanılarak cinsiyet seçimine gitmek, tedavi kapsamında değerlendirilip caiz görülebilir.

Orjinal kaynak: https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/38224/tup-bebek-tedavisinde-cinsiyet-secimi-caiz-midir-?